Etiket: hiç sesler

Nurdal Durmuş, Hiç Sesler

III
nuh son anda bileğimi kavrıyor.
—çok dünya yutmuşsun! ama oldu işte. kurtuldun!

artık sus! sus ki, altlarından ırmaklar akan evler gerçek olsun. kilim silkelesin şehir çocukları tahta balkondan. genç ağaçlar yapraklarını döksün. gizleyelim mahrem yerlerini ruhumuzun. sus ki, ipil ipil yağsın yağmur!
sen yine hayat de adına, ben dallarından ölü serçeler sarkıtan söğüt.

Nurdal Durmuş – Hiç Sesler

1 Ocak 2021

Siyah Önlük Çetelesi

Bir öğretmen tanıyorum. Bezden dikilmiş çantamın içine özenle yerleştirilmiş imkânsızlıkların bahane olmadığını öğretmişti. “Başarıyı gerçekten hak edenler -olanaklarla- değil, -imkânsızlıklarla- başarabilenlerdir. Defter, kitap ve kalemler […]

24 Kasım 2015

Sesimiz “Hiç” Olsa Ne Olur?

O “yaşanmış” olanın hepimize sirayet eden bu duygu aktarımı var. Hiç Sesler’i baştan sona okuyunca, yani Türkiye’de kadın olmaktan, Bosna’ya ve Aliya’ya, Türk Sineması’ndan, siyasete, Rachel Corrie’den hareketle vicdan meselesine ve oruca ve hatta öğretmenlere kadar birçok konuya kendi zihinsel birikiminden bakarken gerek bireysel tarihinin yaşanmışlığı, gerek babasının ve gerekse annesinin yaşanmışlığı üzerinden o bahsettiğim saklı odalarına girip, bizim ile tanış cümleler kuruyor.

“Deneme”, bir şekilde arada kalmış yazma pratiği… Roman, şiir ya da öyküye göre daha geride duran bir alan. Türk edebiyatında deneme yazarı olarak anabileceğimiz isim sayısı çok sınırlı. Nurdal Durmuş bir önceki kitabı Hayata Başlık Atamadım (Ares Kitap. 2005)’dan yeni çalışması Hiç Sesler’e, bu alanın geride duran ismi olarak hep ilgimi çekti. İyi bir denemeci olmasına karşın, “bu işlere” dair mesafesini bilinçli biçimde korudu. Hiç Sesler’de çok sıkı metinler var mesela. “Şairin Son Sığınağı: İntihar”, “Dünya Üç Günlük, Üstelik İki Günü Yaşanmış”, “Siyaset İçin Zarif Bir Dil Aranıyor”, “Türk Sineması Üzerine Mülahazalar”, “Bayram Şehri Terk Etti” gibi birçok yazı…

Nurdal Durmuş için, hayata, kendi otobiyografisini kimi vakit dahil ettiği bir “denenmişlik” katıyor da denebilir.

Ve belki hepimizin adına… Deneyip yanılmadan…

28 Mayıs 2014

Sana Söz Baharlar Gelecek

Mesela “Cumartesilere yüklenen anlamda” aynı şeyi yaşamak:

“Kimse bana böyle ol, böyle yaşa, böyle git, böyle söyle, böyle davran, böyle yürü, böyle sev, böyle bak, böyle gülümse dememeli. En fazla “böyle” nediri bildiğimde öğrettikleri şeyler yönümü tayin edebilir nitelikle olmalı hepsi bu. Büyürken “böyledir”i öğretmeyenlerin büyüyünce “böyle” yapacaksın demesi ne tuhaf!”

5 Nisan 2014

Kardan Adamların Hikayesi

Kardan Adamların Hikayesi [bir] Kardan adamların donmuş yüzlerine bakabildiniz mi? Hep mutsuzlardır. Bir havuç, bir atkı, bir süpürgeyle mutlu olmazlar. Sadece kar yağdığında umursanan olmalarıyla, […]

25 Aralık 2013

başlarken…

cümleleri yerlere düşürmeden, kirletmeden… Yeniden Merhaba; harfleri makyaj odasına sokup süsleyecek kadar becerikli değilim. ya da becerikli olsam bile şu anki ruh halimin çirkinleştireceği cümleler […]

23 Ekim 2009