Siyah Önlük Çetelesi
Bir öğretmen tanıyorum.
Bezden dikilmiş çantamın içine özenle yerleştirilmiş imkânsızlıkların bahane olmadığını öğretmişti.
“Başarıyı gerçekten hak edenler -olanaklarla- değil, -imkânsızlıklarla- başarabilenlerdir. Defter, kitap ve kalemler aslında içinde biriken başarma hırsı ve okuma aşkıdır.”
Bir öğretmen tanıyorum.
Yatılı okul günlerimde annem gibi üzerime titremiş, yalnızlığıma sarılıp şefkât öğretmişti. Yabancılamamış, kınamamış, ötekileştirmemişti.
“Biz sizin sâdece öğretmeniniz değil, önce anne-babanız, arkadaşınız sonra öğretmeniniziz.”
Bir öğretmen tanıyorum.
Tartışmaların, tanışmaların, konuşmaların, sahnelerin, edebiyatın, sanatın, İstiklâl Marşı’nı gür sesle okumanın insana nasıl bir özgüven verdiğini öğretmişti.
“Önemli olan, başkalarının sizin için ne düşündükleri değil, sizin kendi hakkınızda ne düşündüğünüzdür.”
Bir öğretmen tanıyorum.
En güzel resmin, kendi içimiz olduğunu öğretmişti.
Yaptıkları sâdece resim değil, koca bir hayat bahçesiydi.
“En güzel resim kendi kalbinizin bahçesinde büyüyen sevgi tomurcuklarıdır. Ne yapın edin onları soldurmayın.”
Bir öğretmen tanıyorum.
İki kere ikinin her zaman dört etmediğini öğretmişti.
“Çarpmaların, bölmelerin, toplamaların, çıkarmaların sonucu ‘hayat’ eder; çünkü matematik sâdece iki kere ikinin dört ettiğini değil, aynı zamanda iki kere üçün dört etmediğini de öğretir.”
Bir öğretmen tanıyorum.
Aşk’ın kırık kollarından düşmemeyi öğretmişti.
Âşıktım deli divâne, ergenlik çırpınışlarında boğulurken tutmuştu elimden.
“Evet, en büyük yanılgın ‘aşk’ olmayacak belki; ama en büyük yenilgin ‘aşk’ olmasın; diye dikkat et!”
Hayatımda emeği, sevgisi, şefkati, bilgisi, öğretisi olan tüm öğretmenlerime minnetle…
Siyah Önlük Çetelesi,
Şemsettin Demiral, Nüfer Altun, Fikret&Selma Kunduracı, Çiğdem&Selami Sun, Mehtap&Ersin Medin, Talip Atmaca, Mehmet Türk, Hasan Taflan ve Alpaslan Turan’a özel saygıyla hayatımda emeği olan tüm öğretmenlerime ithafen yazılmıştır.
Öğretmenlerimizden ebedi hayata intikal edenlere Allah’tan rahmet, geride kalan yakınları ve öğrencilerine sabır ve selamet dilerim.
Öğrenciniz, Nurdal Durmuş
Nurdal Durmuş Sosyal Medya Hesapları.
Takip Etmek İçin;
Nice sağlıklı ve mutlu yıllar diliyorum.
KIYMETLİ ÖĞRENCİM NURDAL; ÖĞRETMEN LER GÜNÜ MÜNASEBETİYLE KALEME ALDIĞIN,İÇERİĞİ VEFA DOLU YAZINI ÇOK BEĞENDİM. ELLERİNE, GÖNLÜNE SAĞLIK. FİKRET KUNDURACI
O öğretmenlerimiz nedense uzaktalar, özlemle anıyoruz sizin gibi..
şimdi kaldımı acaba öyle candan ögretmenler en çok şu bölümü hoşuma gitti;Bir öğretmen tanıyorum.
İki kere ikinin her zaman dört etmediğini öğretmişti.
“Çarpmaların, bölmelerin çıkarmaların toplamı hayat eder. Çünkü matematik sadece iki kere ikinin dört ettiğini değil aynı zamanda etmediğini de öğretir,gerçekten öğretmen birtek matematikk türkçe değil hayatı ögretmeeli …güzel düşünceleriniz için tebrikler.
öğretmen oldum ama çocuklarıma, öğrencilerimden daha çok zaman ayırdığım için çocuklarım her zaman şikayetçi oldu.öğretmenlik çocukluğun devamıdır.Babam derdiki askerlik her zaman 18 yaşındadır.Bende derim ki öğretmende 7 ile 18 yaş arasındadır.Ne mutlu unutulmayan öğretmenlere.İnsan ömrü ortalama 70 yıl ama öğretmenin ömrü bir asırdır.
25 Kasım 2010 18:11
Merhaba Sevgili Nurdal,
Yazını sosyal medyadan ve Bloğundan defalarca okudum, grur duydum senin gibi bir arkadaşım olduğuna ve seni yıllar önce tanımış olmam ve yine kısa zaman önce tekrar tanıştığıma. Seninle aynı topraklarının çocuğu olduğuma. Sen yazdıkça biz gururlanıyoruz öğretmenlerimiz gururlanıyor. Yüreğine emeğine kalemine sağlık. Tüm arkadaşlarıma sevgilerimle.
Olgun TÜZÜN
Bir öğretmen tanıyorum. Tartışmaların, tanışmaların, konuşmaların, sahnelerin, edebiyatın, sanatın, İstiklal Marşı’nı gür sesle okumanın insana nasıl bir özgüven verdiğini öğretmişti. “Önemli olan, başkalarının sizin için ne düşündükleri değil, sizin kendi hakkınızda ne düşündüğünüzdür” Evet abi yazından en önemli bölüm bu bir eğitimci öğrencisine herşeyden önce kendisi olabilmeyi öğretebilmeli. Boş olan avucumu dolduran ve bana iyi bir ahlak öğretici Nuran Yılmaz hocamın ellerinden öpüyorum bende.. gerçek anlamda öğretmen olup hayata yeni başlayan minnacık bizlere her zaman iyi olmayı öğreten öğretmenlerimize selam olsun…
24 Kasım 2010 14:11
Evet, bir öğretmenin haklı gururu.. Boşa gitmeyen çabaların nadide örneği..Bu güzel yazı için değil, bu güzel duygu ve yürek için teşekkürler.. Öğrenemediğim tek şey.. (Bir öğretmen tanıyorum. Aşkın kırık kollarından düşmemeyi öğretmişti. Âşıktım deli divane, ergenlik çırpınışlarında boğulurken tutmuştu elimden. “Evet, en büyük yanılgın aşk olmayacak belki, ama en büyük yenilgin aşk olmasın diye dikkat et!”)
24 Kasım 2010 14:40
Bir öğrencimi hatırlıyorum pırıl pırıl bakan gözleri,yüreğinde sevgisi ,yüzünde yüreğimizi aydınlatan tebessümüyle. Bir öğrencim var aradan geçen bunca zamana,kilometrelerce mesafaye karşın bizleri unutmamış sevgi saygı ve vefa dolu. Ne mutlu bana,gurur onur ve mutluluk duyuyorum iyiki öğretmenin olmuşum.Bir öğretmenin alabileceği en güzel hediyesin.Seni sevgiyle kucaklıyorum…
24 Kasım 2010 15:11
//Ogretmen’im,ne güzeldi,güclü bakışlarında sonsuz güvenim…Parmakların saçlarımdan kaydıgında,ne çok severdi kalemi, kagıdı,defteri ellerim…Kömür kızın,her durakta tökezlese de, hep omuzlarını silkelese de verdigin ögütlere,bütün koşturma…larımda,çocuklugumun koridorları geliyor aklıma,ve sesin.. ‘koşma yavrum terlersin!..’ Oğretmenim,unuttum boşluğun ruhunla tuvaline cizdigi gerçek neydi!.. Gözlerimde ki kıvılcım beni terkedeli,ögrenmenin o deli hazzı da silinip gitti…Ama söz öğretmenim!..Bugün kokusunu aldıgım ellerin ve kırışan göz kapaklarına rağmen yerliyerinde duran gülüslerin kıvamını hic yitirmeyecek bende… Seni Sayıyorum öğretmenim… Kalbimle… Kömür kızın Eylül…// insanin kendi cumleleriyle bir dunya yaratmasi ne iyi,oyle bir hissiyat yaratiyor ki bu,artik adim atilan heryer sizden bir koku birakir kalplerin fecrine… Bir yazar taniyorum… Eyvallah Nurdal Durmus.
24 Kasım 2010 18:01
Okuduğum en güzel yazıydı. Bir öğretmen olarak ben de sizi yetiştiren öğretmenlerinizi kutlarım. Özellikle edebiyat öğretmeninizi
24 Kasım 2010 18:51
Nurdal kardeşim gerçekten güzel yorumlamışsın,tebrikler.
24 Kasım 2010 22:30
Sorunlu taşımalı ve tartışmalı garip bir eğitim sisteminde ilginç bir yazı kaleme alınmış. Sanki atanamayan öğretmenler ay sonunu getiremeyen öğretmenler eş durumundan tayin sorunu yaşayan öğretmenler bu yazıyla tebessüm edip dert unutacakalar:) keşke öyle olsa ama sevimli yazı yinede.. kalemini seviyor ve kıskanıyorum senin yakışıklı… Öğretmenin biri
24 Kasım 2010 23:28