
Sedyeler Kirlensin
Sedyeler Kirlensin
Yüzü karalar bağlamış, yaralı madenci; kalbi karalar bağlamış insanlığa yüzünü dönerek şöyle sesleniyordu:
“Ayakkabılarımı çıkarayım mı sedye kirlenmesin!”
Boşver kardeşim kirlensin sedye.
Kefenin de sedyenin de maliyet hesabı mı olurmuş!
Boşver!
…
Biri daha 20’sinde. Madende zehirlenmiş.
Hayalleriyle gömülmüş yeraltına. Bedeni kavun soğutma deposuna kaldırırlarken ruhu gelip gözyaşlarıma karıştı.
İsmini sordular, amcası acıdan söyleyemedi.
Az önce mahallemizin camisinden Sâlâ okundu.
Maden işçileri içinmiş.
Bir değil, yüz değil, birkaç yüz…
Acının başka bir tarifi var mı?
…
İstatistikler dünya sıralamasındaki yerimizi gösteriyor.
İş kazalarında birincilik bizde.
Teknolojiye, insana verilen değere, iş sağlığına, iş güvenliğine, tedbire yapılan yatırımda birinci olmayınca alacağımız birincilik bu oluyor işte.
Dün tersanede, bugün madende, yarın inşaatta, öbür gün fabrikada.
Kader tedbirsizliğin adı olmuş.
Kurtarıcı, sihirli bir kelime gibi teselli ediyor bizi.
Aklımda hep aynı soru; Öle öle ölmemeyi becerecek miyiz?
…
Bir de hiçbir şeyimiz ama birilerinin yakınları var. Kaybedenler…
Evde ekmek bekleyen çocuk, eşinin yolunu gözleyen kadın, evladını özleyecek anne…
Onların çaresizliğini nasıl teselli edeceğiz.
Yerin altına insan mı girmeli, beceriksizliğimiz mi?
Yerin altında insan mı ölmeli, bu köhne zihniyet mi ?
Yerin altı mı tehlikeli, bu tedbirsizlik mi?
Yerin altı mı ürkünç, hayat üzerine maliyet hesabı yapmak mı ?
Yerin altı mı derin , bu bilinçsizlik mi?
…
Yazık demek ne değiştirir, bilmiyorum .
Günah demek, yazık oldu demek, kader demek, gözyaşı dökmek, karalar bağlamak, bayrakları yarıya indirmek ne değiştirir, bilmiyorum. Kalbimizin ateşini, gözümüzün yaşını hangi bilinç söndürecek bilmiyorum…
…
Kör kuyularda ışıksız kalanların yardımcısı olsun Allah.
Bir daha böyle felaketler yaşatmasın.
Soma maden kazası 13 Mayıs 2014
Nurdal Durmuş
Sedyeler Kirlensin
Yazarımızı Sosyal Medyadan Takip Etmek İçin;
Nurdal Durmuş Sosyal Medya Hesapları.
Takip Etmek İçin;
burada özetlemişsiniz her ne kadar yanıtlamasanız da, her şey açık:
“Yerin altına insan mı girmeli , beceriksizliğimiz mi?
Yerin altında insan mı ölmeli, bu köhne zihniyet mi ?
Yerin altı mı tehlikeli , bu tedbirsizlik mi?
Yerin altı mı ürkünç, hayat üzerine maliyet hesabı yapmak mı ?
Yerin altı mı derin , bu bilinçsizlik mi?”
Başımız sağolsun… :/