Müstesna Deliler!
Ben deli…
Bir şehrin, erişilmez bir hayalin, kimsenin kavuşamadığı gerçeğin adı!
Ben deli…
Acımasız dünyanın ezip geçtiği vicdanlı insan…
Yalandan değil sahici yaşayan.
Ben deli…
Ağlamaya, gülmeye, susmaya, bitmeyecek şarkılar dinlemeye muhtaçların uğrak kalbi!
Ben deli
Başkalarının öykülerini düşünmeden yaşayan insan.
Ben deli…
Çocukların oyun arkadaşı koca adam!
Ben deli…
Bildiğin insan işte!
İçinizdekilerin en akıllısı…
Ben deli
İnsan. Lisan. Vicdan. Akıl. Ruh. Dost. Vefa..
…
Bu satırları Zeki Bulduk’un Müstesna Deliler Albümü’nün sayfaları arasında dolaşırken karalıyorum.
O kitaptan bir yaprakta sanki bana ayrılmış.
Önce boş sayfanın delisi olarak pencereden geceye bakıyorum.
İçimden “Karanlıktan nefret etme, yıldızları seyret!” gibi şeyler geçiyor.
Sonra ölmek…
Ne zaman, nasıl, nerede, ne şekilde…
Sonra üşüme, irkilme, şaşırma, hayret etme durumu…
“Delirdim galiba!” notunu kendime ayırdığım Müstesna Deliler Albümü’nün boş sayfasına karalayıp gözlerimle birlikte kitabı da kapatıyorum!
Sabah oluyor.
Kitabı sevgilim gibi yan koltuğa oturtup içindeki bütün delilerle hayat sokaklarına karışıyorum.
Müstesna deliler gün boyu bana eşlik edecek en değerli dostlarım!
Üstelik bir sayfası bana ait.
Boş sayfanın delisi benim!
Önce bankamatikten maaşımı çekip “Allah bereket versin!” diyorum.
“Lanet Modernizm, kahrol!” falan diye sloganlar atıp delirmiş ruh halimle kitaba içimi döküyorum.
İnsanların bir şeye sahip olmak için değil tüketmek için çalıştığını düşünüyorum.
Tüketemediklerimiz sahip olmadıklarımız, olamadıklarımız.
O yüzden sahip olmama hali her zaman sahip olunandan daha değerli.
İnsan mutsuzluğunun yegâne kaynağı aslında olması gerektiğinden daha fazlasını elde etmiş olmasındandır. Ben buna “kazandıkça kaybetmek” diyorum.
Sahiden cesur muyum?
– Hayır!
Sonra kitabımın sayfalarına “Galiba bu dünya sadece delilerin mutlu olduğu, tükenmeden ve tüketmeden yaşadığı bir dünya…” notunu düşüyorum.
Yol bitiyor, gün dönüyor, hayat geride bıraktıklarıyla akmaya devam ediyor.
Son cümleyi, dünyanın en akıllı adamları olduğunu düşünen bizlere kitaptan bir deli söylüyor!
“Duamızı ettiysek dağılabiliriz arkadaşlar. Zira dünya sürekli hamle yapıyor!”
nurdal durmuş
Nurdal Durmuş Sosyal Medya Hesapları.
Takip Etmek İçin;
Hayy Kitap
Zeki Bulduk
Online Sipariş:
suçlu ben,zanlı ben,deli ben!!Pencereler her zaman dünyaya açılmıyordu. İnsan nereyi görmek isterse orayı görüyordu aslında. Kalbin büyüsü böyle bir şey olmalı…
ne demişler akıllı olup dünyanın kahrını cekecegine deli ol dünya senin kahrını çeksin. ya bu arada kılıçdaroglunu erbakan hocanın cenazesinde goremedim televizyonlarda, acaba yanlış cenazeyemi gitti:))))))
4 Mart 2011 10:22
Biraz fazla alınganlık yapmışsınız medine hanım. Sonuçta el yazısı cümlesi yazara hakaret değil bir şaka maiyetinde takılmaydı. sonundaki 🙂 işartedi zatan bunun delili.
4 Mart 2011 09:15
Biliyorum bu yorumum ‘müstesna deliler’ yazısının altında biraz alakaya maydonoz duracak ama…affınıza mahcuben birkaç kelam etmek istiyorum ;hayatta en uyuz olduğum şey;yazarların katılımıyla gerçekleşen bir konferans salonunda,yanımda oturan bir kişinin kolumu dürtüp’baksana yazarın el hareketleri ne kadar komik,çok şişmanmış bu adam,yazdıkları hiç sıradan değildi kıyafet zevki ne kadar da sıradan vs vs…’yazarın anlattıklarıyla hiçbir alakası olmayan saçma sapan yorumları dinlemeye maruz kalmam…işte o an aklıma Harlan Ellison’un bir sözü gelir;’evrende en çok bulunan iki şey vardır.hidrojen ve aptallık…’yazarın yazdıklarını,anlattıklarıyla bizlere kazandıracağı güzel deneyimleri düşünüp yorumlamak gerekirken bilmem yazarın kıyafetini,jest ve mimiklerini,EL YAZISINI eleştiren okur ve dinleyilerin bu eleştirilerini ben aptallık olarak yorumlarım!nokta nokta nokta
Ülkemizde çokca akıllı insan varken Nurdal Durmuş’un deli olmayı yeğlediğini tahmin etmekteyim ama ben yine de bu değerli yazı için’ Bir VELİnin DELİ söylemleri’ demeyi tercih ederim!.. ’Sahip olmama hali sahip olunandan daha değerli!’bu harbiden de böyle…bunu daha önce hiç düşünmemiştim!
3 Mart 2011 23:04
ben de bir deli.. okumak şart bu kitabı.. cümlelerinde bir sevimlilik var.. konu delilik olunca bana mı öyle geldi ne..:) evet gruptan mesajın gelmediğini bir arkadaşım daha söyledi.. adresine ulaşamayan söylemler gibi mesajlar da ulaşmıyor artık..! sanırım geç geliyor.. gecikmeli de olsa gelecektir.. gelmeli.. umarım..
3 Mart 2011 22:25
ne delisin abi sahiden… bu cumleler akilli adamdan cikmaz:) bu arada sair zamanlar grubundan artık mail gelmiyor bilgin olsun. ben bile yeni yazı var mı diye girince gördüm. arkadaslara mail attım ama cevap verilmedi. eyifan hanima sorarsan iyi olur.
3 Mart 2011 20:22
Ayrıca berbat el yazın var söylemeden geçemeyeceğim:)
3 Mart 2011 13:44
Delilik iyilik. Velik gibi bir şey. hemenalıp okuyalım bakalım inş.
3 Mart 2011 12:51
Sen deli, ben senden deli Yakarım geceleri hiç düşünmeden(alıntıdır) bu da benim kendime yakın cümlem :)) Yüreğine, emeğine, kalemine, aklına sağlık..Zira delirenler bu dünyanın en akıllı insanıdır.
3 Mart 2011 11:57
soyadımı yazmayı nunttum .Tarabyadan Gönül gülpınar
Merhaba sevgili Nurdal.Müstesna Deliler, yazını okuyunca, aklıma iki hafta önce gördüğüm rüyadaki sözü hiç unutmadan sabah kaydetmiş, sonra,da hayatımda daha önce hiç duymadığım bu sözü,araştırmıştım.”DELİŞMEN” Bana sen biraz delişmensin diyerek bir tahta üzerine bu kelimeyi yazdılar…Anlamı delilikler yapan, delice tavırlı,kaygılı…Güçlü hareketli,sağlam yapılı;mecaz çılgın,hercai demekmiş. evet hepsi ben… Sana en derin saygı ve selamlarımı gönderiyorum.Bazen yazılarını kitapları sanki benim için benim yerime okuyor ve yayınlıyorsun güzel bir tevafuk oluyor.Senin iç dünyanı her zaman sevmişimdir, bunu bilesin…