Bugün Cumartesi

Nurdal Durmuş Bugün Cumartesi
Bugün Cumartesi
Hayatımda önemli sayılabilecek yeni bir şey yok!
Ofise geldim ve bir bardak çay eşliğinde Sting’in “Shape of My Heart” şarkısını dinliyorum.
Cumartesi çalışmalarından nefret ediyorum. Uzun zamandır sinemaya gitmedim.
Bilgelik taslamak için okuduğum kitapları da yazmayacağım. Ama en sevdiğim kitaplardan birinin Saint Exupéry’nin Küçük Prens’i olduğunu söyleyebilirim. Evet, okudum adamım!
Doğu-Batı, ünlü ünsüz binlerce kitap okudum. Roman, felsefe, eleştiri, sosyoloji, biyografi, inceleme, tez…
Ne yapayım?
Hiçbiri “Küçük Prens” kadar sevimli gelmedi bana.
Evet, en iyi kitaplar bilmediğimizi öğretenlerdir belki…
Ama bilirsin öğrenmek ayrı şey, sevmek ayrı şeydir!
Ben sevdim, çok sevdim…
Hepsi bu!
Bugün Cumartesi…
Çay içmeli, kalın giyinmeli, deniz taşlamalı, cemaatle namaz kılmalı, aynaya bakmalı, seyahat etmeli, Sezen Aksu dinlemeli.
Bugün kitap okunmasa da olur.
Arkadaşları aramalı, havadan sudan konuşup kafa dağıtmalı.
Bugün her şeyi bilmemek, politikaya bulaşmamak en iyisi.
“Hayat zor!” diyenlerin işini kolaylaştıracak tek cümle “Derin nefes al ve şükret!”tir.
Bugün cumartesi…
Uzun zaman oldu haberleşmeyeli, görüşmeyeli.
Seninle bir labirentin içinde benzer izler bırakarak, onları takip ederek, konuşmadan, görüşmeden, sadece işaret diliyle anlaşabilmek tarifsiz bir duygu.
Bir radyoda dinlediğimiz şarkıya ayrı şehirlerde beraber eşlik ediyor olmak; yol, tabela, bir eşya ve her şey.
Bilirsin aslında “İnsanlar içinde de yalnızdır insan.”
Ama bu gizem çok heyecan verici.
Bazen yokluğun kendini o kadar çoğaltıyor ki varlığının bir anlamı kalmıyor.
Yine de bilirsin ben içinden tren ve deniz geçen şehirleri severim. O yüzdendir İstanbul’u senin kadar sevmem.
Bugün cumartesi…
İçimden deniz sıkıcıdır, yorucudur. Hayat dağlardadır, ovalarda, çiçeklerde, kırlarda, ormanlarda, erik ve kiraz ağaçlarında demek geliyor.
Bir çeşme başında, bir göl kenarında, bir ırmakta…
Hayat sıradan değildir, farklılıklardan haz alır.
Hayat maceraperesttir ve hayal kimsenin yapılamaz, gidilemez, erişilemez dediğini yapmaktır.
Bahar gelsin artık diye dua ediyorum.
Bugün cumartesi ve “Senin yaratılman ne kadar güzel!”
Nurdal Durmuş Sosyal Medya Hesapları.
Takip Etmek İçin;
cumartesilerin de bir anlamı yok.
ertesi ile başlayan bütün ihtimalleri beklemeyecek kadar beklentisizlik.
işte böyle sevgili admin.
sevgili admin
benim de kim olduğunu merak ettiğim yığınla insan var.
üstelik bir çoğu aslında kim olduğunu iyi bildiğimi sandıklarımdan ibaret.
bu yüzden merakınız bakidir.
her zaman omzunda ağlayabileceğin biri olmalı hayatında..
Ben özledim galiba seni
Bu yüzden bu kadar sitemlerim
Sen üzülme Acıdan bu sözlerim
Karsımda görsem dolar gözlerim
kim olduğunu merak etmekteyim.
gerçekten…
bugün cumartesi
denizi ve martıları, gün batımıyla İstanbul’u,
sana tercih edecek olmak ne kötü.
Haberi okuyunca kadınları 2 ikiye ayırdım.1.Sosyal kadın (ÇALIŞAN KADINLAR) 2-Kültürel Kadın(EV KADINI)…
Ülkemizde en çok boşanmalar Okuyanlar ve Çalışan eşler arasında olduğunu da söyleyim(ARAŞTIRMALARDA ÇIKMIŞ) …
Eğer ülkemiz 7 Bölgeden 81 ilden 100,lerce ilçe, kasaba ve Binlerce köyden oluştuğunu düşünürsek; Üreten Kadınlarımızın çoğunluğu Kasaba ve Köylerde olduğunu görmüş oluruz.
Şiddetli evliliklerin yaşandığı yerler ”BÜYÜK METROPOL VE ŞEHİRLERDE GÖRÜNMEKTE”.Küçük köy ve Kasabalarda görülsede”Yemeğin Tuzu biberi misali oluyor”…
Son 10 yıla baktığımızda değerlerimizi, geleneklerimizi, örflerimizi, adetlerimizi ve kültürümüzü unuttuğumuzu görmüş oluruz”Köy ve Kasabalarda halen yaşanmakta”…
Köy ve Kasabalarda ufak tefek anlaşmazlıklardan ayrılıklar olmuyor; Nedenine gelince kadınlarımızın eşlerinden alacağı nafaka, tazminat hakları ve anne, babalarından gelecek emekli maaşları yok.
Metropol şehirlerde eşler çalışan olduğu için her haklarından yararlanıyor ve anne babalarının maaşları var.
Geçmişte Yaşamı olan ebelerimizin yaşantılarını düşürsek; Ellerinde Çamaşır, bulaşık yıkıyorlarmış. Bağda, Bahçede, Tarlada ve Ahırda hayvanlara bakıyorlarmış. Dağdan odun getirip yakması ve onlarca çocuğa bakmasıda cabası.
Günümüzdeki kadınlarımıza bakalım: Çamaşırı, Bulaşığı, Ev Temizliğini makineler yapıyor. Sobalarda GAZ yanıyor. Artık Avrupalı olduk çocuk doğurmaktan kaçar oldular. Allahın kadınlara verdiği en büyük Görev, nimet ”DOGURMAKTIR..Ama her nedense kutsal olan görevi yapmayan bayanlarımız var.
Geçmişte çıkarsız olan evlilikler, Son yıllarda çıkarlara dayanmaya başladı. Bunun en büyük sebebi Kadınlar için çıkan yasalar. Sakın yanlış anlaşılmasın” KADINLARA YAPILAN ŞİDDETE KARŞIYIM”
Şiddet gören kadınları,Kadın sığınma evlerinde yaşamaları için mecburi yasa çıkartılsın,Kaçta ne bayan gelecek.?
Acaba diyorum kadınlarımız istekleri,arzuları,EGOLARI çok varda,eşlerini hiç düşünmüyorlar.??
Başta Anam olmak üzere kadınlar gününü kutluyorum. Kadınlara yapılan şiddete karşıyım.
Ama Boşandıktan sonra alınan nafakalar eşlerin tekrar bir yuva kurmasını güçlendiriyor. Erkek eşler nafaka ödedikleri için tekrar evlenmekte güçlük yaşıyor. Kadınlar eşinden, babadan ve Anneden Kalan emekli maaşlarından da yararlandıkları için evlenmiyorlar.
Evlilikler tekrar Ebem ile Dedemin zamanı gibi tekrar maneviyata dönerse,40 günlük değil,40 yıllık evlilikler tekrar yaşanmaya başlar diye düşünüyorum “KADINLAR MADDİYATI UNUTUP MANEVİYATA TEKRAR DÖNMELİ..
Yaşadığım ve gördüğüm bir olayı anlatmak istiyorum. Boşanmadan sonra kadın senden aldığım nafakayı çatır çatır yiyeceğim. Babamın emekli maaşıyla rahat yaşayacağım, sende sürüneceksin. Bence boşananlar arasındaki nafaka 1 yıl ödenmeli.2 taraf içinde tekrar yuva kurmak için iyi olur. Kız çocukları babadan aldığı küçük miktardaki nafakaya bakarak evlenmeye yanaşmıyor. Sonumuz annem ve babam gibi olur diye düşünüyorlar.
Anne ve Babalarından kalan emekli maaşları, eşlerinden boşanan bayanlara 60 yaşından sonra bağlanmalı. Eşlerinden ve aileden kalan maaşlar yüzünden aile kurmaya yanaşmıyor. Aldıkları parayla Özgürce yaşadığını söylemeleri, kız Çocuklarıda anneleri gibi özgürce yaşamaya başlıyor..
ÖZELLİKLE: KARAFATMA GİBİ KADINLARIMIZIN VE GEÇMİŞTEKİ EBELERİMİZİNDE KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.
ERKELERİNDE MADDİ AÇIDAN HAKLARI VERİLMELİ.!!
Saygılarımla.Erdal Geyikçi-Sanatçı..
Haberi okuyunca kadınları 2 ikiye ayırdım.1.Sosyal kadın (ÇALIŞAN KADINLAR) 2-Kültürel Kadın(EV KADINI)…
Ülkemizde en çok boşanmalar Okuyanlar ve Çalışan eşler arasında olduğunu da söyleyim(ARAŞTIRMALARDA ÇIKMIŞ) …
Eğer ülkemiz 7 Bölgeden 81 ilden 100,lerce ilçe, kasaba ve Binlerce köyden oluştuğunu düşünürsek; Üreten Kadınlarımızın çoğunluğu Kasaba ve Köylerde olduğunu görmüş oluruz.
Şiddetli evliliklerin yaşandığı yerler ”BÜYÜK METROPOL VE ŞEHİRLERDE GÖRÜNMEKTE”.Küçük köy ve Kasabalarda görülsede”Yemeğin Tuzu biberi misali oluyor”…
Son 10 yıla baktığımızda değerlerimizi, geleneklerimizi, örflerimizi, adetlerimizi ve kültürümüzü unuttuğumuzu görmüş oluruz”Köy ve Kasabalarda halen yaşanmakta”…
Köy ve Kasabalarda ufak tefek anlaşmazlıklardan ayrılıklar olmuyor; Nedenine gelince kadınlarımızın eşlerinden alacağı nafaka, tazminat hakları ve anne, babalarından gelecek emekli maaşları yok.
Metropol şehirlerde eşler çalışan olduğu için her haklarından yararlanıyor ve anne babalarının maaşları var.
Geçmişte Yaşamı olan ebelerimizin yaşantılarını düşürsek; Ellerinde Çamaşır, bulaşık yıkıyorlarmış. Bağda, Bahçede, Tarlada ve Ahırda hayvanlara bakıyorlarmış. Dağdan odun getirip yakması ve Haberi okuyunca Ülkemizde Yaşayan Kadınlarımızı önce İkiye ayırdım:1-Sosyal onlarca çocuğa bakmasıda cabası.
Günümüzdeki kadınlarımıza bakalım: Çamaşırı, Bulaşığı, Ev Temizliğini makineler yapıyor. Sobalarda GAZ yanıyor. Artık Avrupalı olduk çocuk doğurmaktan kaçar oldular. Allahın kadınlara verdiği en büyük Görev, nimet ”DOGURMAKTIR..Ama her nedense kutsal olan görevi yapmayan bayanlarımız var.
Geçmişte çıkarsız olan evlilikler, Son yıllarda çıkarlara dayanmaya başladı. Bunun en büyük sebebi Kadınlar için çıkan yasalar. Sakın yanlış anlaşılmasın” KADINLARA YAPILAN ŞİDDETE KARŞIYIM”
Şiddet gören kadınları,Kadın sığınma evlerinde yaşamaları için mecburi yasa çıkartılsın,Kaçta ne bayan gelecek.?
Acaba diyorum kadınlarımız istekleri,arzuları,EGOLARI çok varda,eşlerini hiç düşünmüyorlar.??
Başta Anam olmak üzere kadınlar gününü kutluyorum. Kadınlara yapılan şiddete karşıyım.
Ama Boşandıktan sonra alınan nafakalar eşlerin tekrar bir yuva kurmasını güçlendiriyor. Erkek eşler nafaka ödedikleri için tekrar evlenmekte güçlük yaşıyor. Kadınlar eşinden, babadan ve Anneden Kalan emekli maaşlarından da yararlandıkları için evlenmiyorlar.
Evlilikler tekrar Ebem ile Dedemin zamanı gibi tekrar maneviyata dönerse,40 günlük değil,40 yıllık evlilikler tekrar yaşanmaya başlar diye düşünüyorum “KADINLAR MADDİYATI UNUTUP MANEVİYATA TEKRAR DÖNMELİ..
Yaşadığım ve gördüğüm bir olayı anlatmak istiyorum. Boşanmadan sonra kadın senden aldığım nafakayı çatır çatır yiyeceğim. Babamın emekli maaşıyla rahat yaşayacağım, sende sürüneceksin. Bence boşananlar arasındaki nafaka 1 yıl ödenmeli.2 taraf içinde tekrar yuva kurmak için iyi olur. Kız çocukları babadan aldığı küçük miktardaki nafakaya bakarak evlenmeye yanaşmıyor. Sonumuz annem ve babam gibi olur diye düşünüyorlar.
Anne ve Babalarından kalan emekli maaşları, eşlerinden boşanan bayanlara 60 yaşından sonra bağlanmalı. Eşlerinden ve aileden kalan maaşlar yüzünden aile kurmaya yanaşmıyor. Aldıkları parayla Özgürce yaşadığını söylemeleri, kız Çocuklarıda anneleri gibi özgürce yaşamaya başlıyor..
ÖZELLİKLE: KARAFATMA GİBİ KADINLARIMIZIN VE GEÇMİŞTEKİ EBELERİMİZİNDE KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.
ERKELERİNDE MADDİ AÇIDAN HAKLARI VERİLMELİ.!!
Saygılarımla.Erdal Geyikçi-Sanatçı..
Cumartesi bugün. Yalnızlik en çok bugüne yakışir. Kabuğuna çekilip şarkılarla kendini mutlu etme günüdür. “Yeterki sen üzülme kendine dert etme varsın uzasın yollar…” diye devam eder gider şarki.
Bugün burda da cumartesi…
Şehrin uzun sokakları var sanki, hiç sonu gelmiyor. Hiç. Saçlarımı uzatıyorum, uzuyor sokaklar, sarılıyorum, sen nerdesin, ben nerdeyim… Nereye kadar uzayacak yalnızlığımızın gölgesi… Ne kadar daha özlemek… Cennet bize gülümsüyor mu, iyice baktın mı? Benim sen, senin ben olduğu bilinmiyor. İkimizin tek harfte birbirine bitişmiş kederini okumasını bilenler öldü neyse ki…
Bugün cumartesi burda da… Yanında hangi mevsim gizliyorsun, sokakları kucaklayacak kadarken kollarım, sana sarılmaya yetmiyor… Daha nasıl söyleyeyim; “öldüm ben, sensizlikten”
bugun cumartesı sabah namazı ardından dalınan uykuda gorulen: bır kırac sarkısı ardından mıkrofonda nurdal durmustan bıldık guzel degısık cumleler:)) ılgınctı vesselam:))
Bugün cumartesi, tam da sensizliğin tarifi! Bu cumartesi de yoksun…
Beklemek umutla ve hüzünle karışık bir mekanda bütün duyguları sadece kalbine sığdırmak…
Hayata tutunmaktır bahar,yaşamın olağan üstü güzelliklerini görebilmektir.Henüz yeşermeye başlayan fidan gibi,hayata atılan ilk adımlar gibi…
değişik coğrafyalarda aynı anda yaşanmayan cumartesileri aynı imlayı veriyor.
Yaninda gonlunu yaslayabilecegin bir gonul varsa hayat var. O zaman aciyor kiraz cicekleri. Zirvelerdeki serin havayi o zaman cekiyorsun icine mutlulukla. O zaman konuyor eline yuregine kelebekler. Varligini bilmek bile mutlu ediyorsa bir kalbi… Trafikte sarkilar o zaman guzel, Kitaplar anlamli, labirentin gizemi heyecan verici.. Kalbin ve kalemin kurumasin dost..
Çok içsel bir yolculuk. Elbette karmaşık bir duygu yoğunluğu. Bu kadar manyak şeyler yazıp bizi şaşırtacağına tedavi olmalısın.
sezen aksu dinlemeliye katılamayacağım, havadan sudan için de aynısı
karnın tok sırtın pek gel keyfim gel nurdal bey gaciler yorgan döşek yiyorlar be baron
bekliyorum arkadaşımın aramasını:))
Cumartesi arkadaş ziyareti iyıfikir bende arkadaştaym.abi sen hala sezen mı dınlıyosun yakıştıramadım nurdal abim:)
o zaman sana bir cumartesi hediyesi sayın Durmuş
http://www.youtube.com/watch?v=G4FChVX6I0I&ob=av2e
Ben birazdan kalın giyinip çıkıcam sarıyere kadar yürüyüş yapıcam…Şükranla çayımızı içtik senin ufaklık şimdi 23 yaşında(sevgi yumağı pıtırcıklarından) AYNEN sana katılıyorum…
Belkide bugün biraz içsel seyahat yapmalı, düşünmeli, hatırlamalı, hayal etmeli! Belkide, bir tebessüm ettirecek kadar da olsa hatırlamalı geçmişi… ve bugün cumartesi,tam da pazar arafesi:)
Hepsine eyvallah ta abicim sezen aksu dinlemem. Allahn ermenisini ne dinlicem tövbe ya qick oluy0rum o kadna 🙂
çay seyahat sezen’e katılıyorum içtenlikle
bir de pazara gitmeli^_^
Kısaca hayali duygularınzın çok derin olduğunu biliyorum. Teşekkür ederim.
Şimdi masamdan kalkıp yukarda yazılı olan her eylemi yapma hazzı doğurdun abi :)) Saygılar