14 Mart 2015

Bugün cumartesi [dört]

ile Nurdal Durmuş
Bugün cumartesi [dört]
Bugün cumartesi [dört]

Eski hüzünlerin yağmuru altında, seyre dalmışız Kızkulesi’ni.
Gök, yüzümüze bakmasın diye denizlere dolmuş maviler.
Biliriz ki İstanbul bizim için müze değil mucize şehirdir.
Baktıkça çoğalır İstanbul.
—Hangisi senin?
—Hiçbiri.
—Bütün martıları mı bana bıraktın?
—Senden başka mutluluğum yok benim!

Bugün cumartesi.
Herhangi bir düşüncenin tarafı olamayacak kadar düşünen bir adamım ben.
“Daha sade, daha az şeye gereksinim duyulan hayat daha fazla mutluluktur” demiş Reis Teoha.
Neden mutsuzuz?
Neden hakikat hep iğdiş edilir?
Neden vicdanların aydınlık sokakları hep birilerinin karanlık işgalleri altındadır?
Neden laboratuvarlarda hep arsız deneyler yapılır?
Kimin hakkı kime verilmeli deneyleri…
Bence, ne olur korkalım ve düşünelim.
Korkalım ve düşünelim ki biraz daha hayal edilebilir, yaşanabilir, korkmayacağımız bir dünya olsun.
Makam için, mevki için ruhundaki ağırlık sayesinde ne şekil bırakırsan bırak hep dik kalabilen hacıyatmaz olmak ne kadar insan olabilmektir, bilmiyorum!

Bugün cumartesi.
“Çokla başlayıp hiç azalmayan” cümlelerimin sahibi sensin.
Biliyorum: Uzun hikâye kısa anlatılmaz, ama bana gülümsemeyi ve iyi davranmayı öğrenmelisin!
Yine biliyorum:
Bunun sonu yok. Yorulacağız, yaşıyorsak.
Ama yaşamak, kader olduğu kadar ürkütücü de değil mi?
Bak, gökyüzünün duvarlarına hayalden merdivenler dayayıp gecenin koynundan yıldızlar toplayarak uykuya dalan çocuk bir yaş daha büyüdü.
Şimdilerde yıldız toplamıyor, çocukken topladığı yıldızların bir bir sönüşünü izleyerek ömür tüketiyor!
Tükenmek ve tüketmek de ürkütücü.
Ben tükenmişlikten sana sığındım Allah’ım!
Çünkü takvimler “Şimdi ölemezsin, önce biraz aydınlık gör” diyorlar.

Bugün cumartesi.

Az önce bankamatikten maaş çekip “Allah bereket versin!” dedim.
Lanet Modernizm, kahrol!
Sahiden cesur muyum?
– Hayır!
İçimden; “Akıl git başımdan, beni rahat bırak!” demek geliyor.
Aynalara koşmalı insan ve herkesten önce kendi içine bakmalı.
Çünkü göz sadece görmek için değil, görmemek için de var.

Bugün cumartesi.
Şükür İstanbul yerinde!
Deniz, martı, çay, simit…
Kızkulesi, Kabataş, Çamlıca, Çengelköy…
İstanbul yerinde.
Trafik, modern cinnet…

Bugün cumartesi.
Hayat yağmuru seyretmekle güzel. Hayat çimenleri ezmek, patikadan yürümek, gökkuşağına bakmak, buğulu camlara resimler çizmekle güzelleşiyor.
Hayat borsa ekranlarını görmediğimiz denizleri seyretmekle, bir bardak çay eşliğinde kalbimizi iyi eden dostlarımızla yaptığımız keyifli muhabbetlerle güzelleşiyordu.

Hayat ekmeğimizi Afrikalı bir çocukla paylaşınca güzelleşiyordu.
Hayat hikâyeci kahvesinde durmadan masal anlatan hayalci adamı bir kez daha görmek umuduyla güzelleşiyordu.
Hayat aynı safta tanımadığımız insanlarla aynı duaya “Âmin!” demekle güzelleşiyordu.

Bugün cumartesi.
Geç kalınmışlık kötü; ama daha kötüsü bunun farkına varmak…
Hepimiz farkındayız…

Bugün Cumartesi

Erik ve kiraz ağaçlarına, bahara hamdolsun.

Bugün cumartesi [dört]

Nurdal Durmuş

Bugün cumartesi [dört]

Nurdal Durmuş Sosyal Medya Hesapları.
Takip Etmek İçin;

InstagramFacebookTwitterLinkedin